11 Ekim 2011 Salı

BİR SOYSUZUN İKLİMİ






            Yazgımın tehditlerini kör kuyularda boğdum divane bir gönül için. Hani bir ezgi duyarsın da, seni senden alır, bilinmezliklere gark eder, zamansız ve mekânsızlıkta yaşatır ya… Öyle kapıldım o dudaklardan dökülen bir çift söze ve sözüne denk saydığım özüne. Bir aşk meclisinde gamdan kalemlerin ucundan akan yangın yüreğine…  Koyuldum ardına gözlerimde pırıltılar, bağrımda ritmlerle…


            Her bir gülüşünde nefes aldım, her bir bakışında idrak ettim dünyayı. Yeni doğan gibi soluklanırcasına koşarken göze aldıklarımın peşinden, silmişim kafamdaki bütün cevapsız soruları. Gündüz eritircesine vuran güneş gece yerini buzların çıplaklığına teslim ettiğinde değişmiş ruhunun iklimi. O an anladım kaybolmuşluğumu. Meğer, meğer ardın sıra gelirken ben başında taşıdığın tacın değil, çölde yürürken ipin ucundan tuttuğun deveye bağlı sürünen bir soysuzmuşum. Kaderime sürgün bir gurursuz… Benliğine kapılıp kendimden geçip zamanı eskitirken, dakikaları arkamdaki torbaya doldurarak sona yaklaşırken ben cehaletin baş safı olmuşum. En girift bilmecelerin muhatabı, en ağır soruların kabı olmuşum.  Sığınacak liman bulduğumu sanırken ben, limanın tarih olduğunu azgın denizde boğulurken anlamışım. Ardından sürünürken ayak izlerimle birlikte geçmişimi de gömmüşüm kumların sıcak diplerine. Kızgın samyeli bile silerken kalıntılarımı, körü körüne arafta kalmışım. Sur üflenene kadar bu yolda kül olmayı göze almışken, yüzüme çarpılmış her şey. Açık kapı bırakmamış, kapalı kapıları da sözlerimle zincirlere vurmuşum. Tüm yollar çıkmaz sokak, tüm çabalar nihayetsiz… Tek yol… 


2009

2 yorum:

  1. Her şeyin bir çaresi var.. Hidayetimiz var.. Ölümün bile çaresi ölümsüzlük..

    YanıtlaSil
  2. sanıyorum, yaşadıklarından soyutlama yapıyorsun. somut, düz değil de böle bir edebi dilde yazmanı çok sevdim.

    YanıtlaSil

Her fikir değerlidir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...