4 Kasım 2011 Cuma

Sanırım Yazma Vakti!!





Eveeeet, ben geldim!


Nihayet yaklaşık bir aydan sonra evdeyim. K.'de bir ay içerisinde çok şey yaşadım, gördüm, duydum, okudum; ve büyüdüm ama yazmaya değer olmadıklarını düşünmemden dolayı -ki mükemmelliyetçi tarafım bu noktada devreye giriyor işte- yazamamıştım. Şimdi de neleri yazsam diye düşünmüyor değilim. Ama herkesi takip ettim, kaçırmadım yani.


Maalesef Van depremi ile yürekler yandı, meslektaşlarım stajyerken enkaz altında kaldı, bebekler kurtarıldı, babalar kurtarılamadı. Yetmedi hainlerin bundan ders alması gerekirken yapılan yardımları yağmalamayı tercih etmeleri bir kez daha kalplerinin kararmış olduğunu düşündürdü. Kimileri çok sevindi kimileri bir yardım eli oldu, ama sonuç olarak toplu bir sınav verdik. Dilerim ıslah edilmesi gerekenler için bir ders olur, masum yürekler de şehit mertebesine erer. Kalanlar da sabır sınavını başarıyla geçer.


Bunun ardından devlet baba(!) -evet tam da burada bir ünlem koyuyorum, çünkü hangi baba "Atanamıyorsa başka iş bulsun." diyerek okuduğumuz dört yılı, verilen emekleri bir çırpıda siler atar??!!- Van için 800 öğretmen ataması yaptı, tabi 20 tane Türkçeci kime yeter... 


En eğlenceli vakit, ehliyet kursunda geçti. Hocam sağ olsun inanılmaz sakindi, gençti ve herhalde bu yüzden de anlayışlıydı, yaşıtım diyebilirim. Komikti, samimiydi. Rahat hissettim kendimi yanında. İyi bir arkadaş bile olduk. Bana "Bayan Hız Abidesi" diyor :)  Ben diğer bayanları da benim gibi hızlı gidiyor sanmıştım ama meğer vites değiştirmemek için yavaş yavaş gidiyorlarmış. Bana "İstersen drift yapalım." dedi, çok güldüm. Ayrılırken de "Bayram şekerimi unutma, küsüşürüz." diye sıkı sıkı tembihledi. Ama çok az sürmekten şikayetçiydim ben. Bindiğimle indiğim bir oluyordu. Arada bir bana fazladan tur attırsa da, sınav turu diye adlandırdığı son turda acısını çıkardı. Babamdan araba istemeye başladım. Ama ciddi olmadığımı sanıyor. Halbuki çok ciddiyim, başladığımdan hevesliyim. Tabi bunda ablamın da katkısı oldu. İnşallah kendi arabama sahip olduğumda göstereceğim kendimi. 


Ben kendimi çektiğimden beri ne kadar oldu bilmiyorum ama köye gittiğimizde M'nin arabası bozuldu. Tepedeyiz ve benzin yüklememiş, saatlerce köylüden yardım bekledi. Sonra K.'de telefonu tuvalete düşmüş. :) Benimki düştüğünde nasıl dalga geçmişti benimle. Rabbim büyük, kınadığını yaşamadan ölmezsin yargısı burada hayat buldu. Ardından arabanın istediği gibi olmadığını fark etti, -sabırsızca almıştı çünkü- satılık ilanı vermiş nete. O yetmedi havaalanına giderken arabanın camı sağdan sola boylu boyunca çatlamış. Aksilikler peşini bırakmıyor. Ben de artık çabalamaktan vazgeçtim. Beklenti düzeyim yüksek olduğu için üzülen ben oluyordum, ama serbest bıraktım artık. Nasıl olsa her şey olacağına varıyor. Güvenimi kaybetti, inancımı kaybetti. Allah sonumuzu hayır etsin ama artık daha rahatım. Hayatı kendime zindan etmemin bir anlamı yok, herkes kendine yapıyor. Her şey bizim içimizde. Benden beklediği neşeyi, enerjiyi onun için değil artık kendim için yaşıyorum.



Ş. aradı, "Ben Erzurum'a gitmeden görüşelim mi?" dedi. İnşaallah, bir engel çıkmazsa bayramda gideceğim yanlarına. H. de gelecek ve tabi ki O da. :) Arabaya nasıl sürüyorum bir de O görecek, bakalım beğenecek mi... 



Eve geldiğimin ertesi günü temizliğe giriştik. Malım annem ameliyat oldu, tüm iş bana kaldı. Yapmadığım temizliği yaptım, her yerim ağrıyor. Ama yorulunca üç kase çorbayı nasıl içiverdim babam bile şaşırdı. Annem de "Bundan sonra sen hep çalış." diyerek işi lehine çevirmeye çalıştı. :)  


ALES'e pek fazla bakamadım ama unutmamışım pek bir şeyi zaten. Şubat ataması yok deniyor ama ehliyet kursu bitince boşluğa düşeceğim sanırım. Artık mesleğimi elime almak istiyorum, hak ettiğimi, istiyorum. Ömer Dinçer "Atanamıyorsan başka iş bul." demiş, nasıl sinir oldum. Nimet Ç.yi aratıyor. Tamam, radikal, hedefleri uzun vadeli. Fakat binlerce üniversiteliyi dört yıl boyunca okutup da başka iş bul demesi trajikomik bir durum. Kasım'da 8 bin personel alınacakmış. Bakalım öğretmenliğe yetmeyen mali bütçe başka nelere yetecek...


Yılmaz Özdil'in gazete yazılarını takip edemiyorum ama kitabını okuyorum bu ara: İsim, Şehir, Hayvan. Türkiye gerçeğini kinayeli bir mizahla ifade etmiş. Az ve öz. Güldüğüm çok yer var. Zekice, düşünülmesi gereken noktalar var. Bana biraz uzak gelebilir düşünceleri fakat üzerinde durmam gereken bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Kelime oyunlarının bolluğu zaten beni kendine çekiyor.


O, beni Lost'a sardırdı, oturunca kalkamıyorum başından. How I Met'i de özledim ama.


Keşke durumum biraz daha farklı olsaydı da vaktimi daha iyi değerlendirebilseydim. Bazı kararları başkalarının almasına izin verdiğim için çok pişmanım ama göreceğim varmış demek ki. Kısmet... Ki kısmet, bir kere daha inancımı güçlendirdi. 26. tercihimde Türkiye'nin her yeri dahildi. Van da... Günlerce üzüldüğüm şey, şimdi şükrettiriyor. Vardır her şeyde bir hayır. Ama M. gibi de, ağız alışkanlığı olarak demiyorum bunu, tüm kalbimle; hayırlı olsun...


Oradan buradan, çok dağınık yazdım ama umarım sıkıcı olmamıştır. Uzun bir zamanın birikimi ve süzgeçten geçmiş kısmı bunlar.


Bu arada yabancı müzik anlayışım olmadığını fark ettim. Bir Türkçeci, dilci olarak yıllardır kendimi koruduğumdan mı yoksa etrafımda da çok dinleyen olmadığından mı bilmem. Yeni şarkı mimlerini takip ederken farkına vardım. :)







7 yorum:

  1. Hocam kendinizi çok iyi ifade ediyorsunuz. Bu saatte çok keyif aldım yazdıklarından. Herşiyin hayırlısını dilemek ne kadar güzel ve itikadi bir değer. tebrik ederim...

    Bayramınızı en içten duygularımızla kutlar, İslam aleminin birlik ve diriği için, bütün insanlığın hidayeti için yüce Mevlamızdan niyaz eder; Nice sağlıklı, huzurlu ve mutlu bayramlar dileriz.

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun hocam, ben de vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

    İnşaallah, bu anlamlı dilekleriniz bayramda hayat bulur. Özellikle birliğimiz ve dirliğimiz için bize güç verir. Hayırlı bayramlar. Dua ile...

    YanıtlaSil
  3. evet uzun zaman olmuştu :))
    bayramını da tebrik etmeden geçmeyim.
    çok güzel bir bayram geçir en sevdiklerini gör ve en çok özlediklerini.
    çocuklarına eski bayramlar diye başlayan bir cümle kurduğunda aklına gelecek kadar güzel bir bayram olsun.
    sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler canımm,
    sen de hoşgelmişsin. ;)

    YanıtlaSil
  5. HOŞGELMİŞSİN..Yavaş yavaş dönüş başladı..ama benim canım hala yazmak istemiyor..:/

    YanıtlaSil
  6. Benim de, isteğim yok şu an. Eskilerden paylaşıyorum şimdi.

    Sanki hiçbir şey yazmaya değer değil... Yazdığımı da siliyorum.

    Puff... Geçer inşallah bu iştahsızlık. ;)

    YanıtlaSil

Her fikir değerlidir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...