7 Temmuz 2012 Cumartesi

Ayrılmaz İkili: KPSS ve Kopya


Sınav bitti, kopya muhabbetleri başladı.
Asılsız veya gerçek, nette soruların fotoğrafı dolaşıyor, nasıl oluyorsa artık...
Şüphesi bile yetiyor.

İlk bölümüm çok iyi değildi, yani istediğim gibi değildi ama eğitimim iyiydi. 

Dualarınız ve tüm güzel dilekleriniz için çok çok çok teşekkür ediyorum. 

Geriye kaldı beklemek...




6 Temmuz 2012 Cuma

KPSS ve D&R

Herkese hayırlı cumalar diliyorum.
Ve hemen yeri gelmişken, bu güzel günün yüzü suyu hürmetine yarınki KPSS'm için bol dua istiyorum.
Yine. Evet. Ne yapalım.
Hayırlısıyla atlatalım inşallah.
Sınava girecek tüm MESLEKTAŞLARIMA da başarılar diliyorum.
Umarım adaletli bir sınav olur.
Emeklerimiz boşa çıkmaz.
Bizi terletmez.
Ve herkesin gönlüne göre olur...
Hayırlısıysa tabi.

ODTÜ'den


Kendimi hazır hissediyorum fakat çok farklı bir duygu. 
Ne ÖSS ne YGS ne LYS, böyle değil.
Bambaşka bir şey.
İpin ucunda kiminin evliliği var, kiminin askerliği.
Ağustos ayında 40 bin atama ile en az 40 bin kişinin ve ailesinin hayatı değişecek belki de.
İnanılmaz bir toplumsal olay bence.


Günün kabusu:
Rüyamda sınava yetişememek... :)
Dün gece saat üçten sabah dokuza kadar yüz kez uyanıp saate baktım.
Sanki yetişemeyecekmişim, kaçıracakmışım gibi bir endişe.
Bugün nasıl olacak kimbilir.
Ama yarın hafifleyeceğiz kısmen. Sonraki bekleme aşamasını henüz düşünmek istemiyorum.


Demem o ki, dua edin bana. :)


***



Vay arkadaş! 
D & R'da Can Yayınları furyası almış başını gidiyor.
Kafayı yiyeceğim. Neden mi?
Burada D&R var da biz mi gitmedik?
Yaşadığım yerde kitapçı yok ki arkadaş, D&R olsun!!
Acayip sinir oldum.
Çünkü böyle bir kampanyadan mahrum kalıyorum.
Hem de böyle sınav sonrası bol kitaplı günler düşlerken.
Olacak şey mi?
Ama duymayanlar da duysun bu yazımla birlikte ve bu güzel fırsatı kaçırmasınlar.
Kitaplığınız bayram eder, daha ne olsun!
Tabi sizin yaşadığınız yerde varsa. 
Üff.


***

























26 Haziran 2012 Salı

Film, Dizi ve Kitap Tavsiyesi Eşliğinde Dua






Selamün aleyküm dostlar.
Elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum sizi.
Malum, beni yakından takip edenler bilir. KPSS'ye hazırlanıyorum.
Geçen sene Şubat'ta 26.tercihimi yapmadığım için gitmedim diyebilirim.
Bu sene atama miktarı umut vaad edici. Arkadaşlarım ve hocalar hep çalışma, sen kesin gidersin deseler de, çalışmayı bırakmadım. 92 hedefim. Çok uçuk ama, napim. 40 binde 3600 Türkçecinin atamasının yapılacağı bekleniyor. Geçen seneki puanımla mutlaka girerim gibi geliyor. Ama... Dualarınızı bekliyorum. İyi bir yer olsun. 


Bu yoğunluğun arasında beni motive eden şeyler, yazı dolu dolu geçirme hayalim. Gerçi size göre yazın yarısına geldik ama ben yaşayamadım henüz. Yazın, bol film, bol dizi, bol kitap, bol gezme ile kültür ve eğlence patlaması yaşamayı planlıyorum. Bir on günlüğüne evde olmayabilirim, ondan sonra zaten Ramazan geliyor. Artık beklemek kalıyor. İşte o bekleme sürecini düşünerek geçirmektense bu şekilde geçirmeyi düşünüyorum. Ve evet, sizden istediğim de -önce dualarınız tabi- film, dizi ve de kitap önerileriniz. Her türlü tavsiyeye açığım, bilesiniz. Sinema ve kitap gündemini bir süredir takip edemiyorum. Yardımlarınızı bekliyorum...


Dua ile...


(weheartit'den)

25 Haziran 2012 Pazartesi

Gündem/n 5




Bitti.
Özgür bıraktım kendimi.



*** 


Rahatladım.

***

Arkadaşımın mezuniyet törenine gittik. 
Yine bir yığın işsiz adayı aramıza karıştı.
Geçen sene benim törenimle aynıydı hemen hemen ama en farklı şey;
bir öğrencinin aniden kürsüye çıkıp sevdiğe kıza koca stadyumda evlenme teklifi etmiş olmasıydı.
Acayipti.
Hayal etsem aklıma gelmezdi.
Kız da "Evet." dedi.
Çocuk, yüzükle gelmiş bir de. Sonra elinden tuttu koşa koşa, ailesinin yanına gitti bir de.
"Vaaay!" dedi herkes.
Cesaret edemeyen erkekler için kötü örnek olsa da.

Kepler fırladı.
Yeminler edildi.

Dilerim, işsizliği tatmadan mesleklerini ellerine alırlar.

***

Size bir sorum olacak? Sevdiğiniz insanın başka birisiyle evleneceğini düşünüyorsanız, ne yaparsınız? Aklınız kesiyorsa yani.

***

Ümidi olmayan insandan her şey beklenir.




















21 Haziran 2012 Perşembe

Sahibi Arayan Mektuplar





"Sevdiğin biri var mı?" dedi birden hocam.
Salonda çıt çıkmadı, yüzler bana döndü.
Sustum.
Nefes aldım, tam ağzımı açacakken bir el kalktı.
"Var, Benim." dedi.


Hoca kızardı.

"Sevgilinden ayrılmışsın gibi oku bu şiiri." dedi.

***


... yanımdaydı. 


***

Okudum:


"bir gün bulacaksam bile parça parça bulmalıyım seni.
ayaklarını Afrika'dan getirip bir kâğıt üzerine
yapıştırmalıyım, saçların Sibirya'da bir mabudun
gözleri olmalı, ellerin İtalya'da bir heykelin elleri.
bulsam da seni parça parça bulmalıyım.

yine de bir yerin eksik kalmalı.
yeniden yollara düşmeliyim, onu aramalıyım.
ve tam seni tamamladığım anda ölmeliyim. "









16 Haziran 2012 Cumartesi

Sanrı II





Gece "Uyudun mu?" demiş mesajda.
Uyumuştum. Sabah haberim oldu.
Rüyamda O'nu görmüştüm.
Uzun zaman sonra.
Üzerime üzerime geliyordu.
Uyandım.
Mesajını gördüm.


***


Kahvaltıdan sonra kapımın arkasında kıyafetlerimi katlıyordum.
Birden odaya girdi, sarılıverdi.
Nefes alamadım.
Elim, kolum kıpırdamadı.
Sımsıkı...
Özlem kokuyordu.
Şaşkınlıkla bakakalmışım yüzüne.


Beklemiyordum.


Gözleri içimi delip geçiyordu sanki.
O iki saniyede çocuk masumiyetini gördüm yüzünde.


*** 


Buna rağmen öfkem yitip gitmedi.
İkisi bir arada nasıl duruyor, bilemiyorum.


***


Yine,
tam ben geleceğime dair adımlar atmaya çalışırken çıkageldi.
Yine, bulandırdı, 
gitti.


***































11 Haziran 2012 Pazartesi

!!

Allah'ım sinirden ölcem, gebercem yaa.
Yok böyle bir insanlık, yok böyle bir kardeşlik.
Yok böyle bir bencillik!!
Bir aydır huzur bırakmadılar insanda.
Ya ben her gün sizin adım adım ne halt ettiğinizi duymak, bilmek zorunda mıyım?!
Nasıl bir görgüsüzlük, nasıl bir şımarıklıktır Allah'ım?!!
Konuşsam kıskanç olacağım, hoşgörüsüz olacağım.
Ama kimse bilmez ki...
Ben geçen sene zırlarken adamlar keyif yapıyordu.
Onu unutmadım ki, bunu unutayım.
Doymayın bencilliğinize...
Allah ıslah eylesin ne deyim.
Sinirimden yolmadık saç kalmadı.
Uyku da kâr etmiyor.
Ne yapacağımı bilemedim.
Yazmak belki iyi gelir.
Biraz...


Sınava son bir ayım kaldı zaten.
El atmasalar olmuyor.


Allah'ım sen bana sabır ver, güç ver...
Varlığını eksik etme benden.





6 Haziran 2012 Çarşamba

Bak, Ümit Kan Pıhtısı Rengine Döndü



Vakitsiz, sevilen bir şiirle yeniden karşılaşmak...


Şiirlerle, şiir geceleri, dinletileri ve sohbetleriyle dolu üniversiteye hayatının bitmesi...
Şiire vakit ayıramamak, her şeye olduğu gibi.
Bir tek kelimenin içine işlemesinin hissettirdiği ürpertinin eksikliği.
Daha neler "yokluk" tarafına geçti.
Samimiyet, masumiyet kopmakta mı birer birer?..
"Öfke", gerçekten "taş doğursa"...
Ya, "Ümit de kan pıhtısı rengine bürünürse sevdiğim."
Kelimeler diyarı da kirlenir, daha kaç kırık çentik atılır kim bilir...

Sen de Koş, Numan abim, Rabbimin cennetine koş.
"Ya ebabilleri gönder,
ya da bizi de oraya aldır..."













25 Mayıs 2012 Cuma

Günlerden "Gün"




:)
Selamün aleyküm dostlar.
Çok yoğun "gün"ler geçiriyor.
Kesme işaretini es geçmeyin, zira gerçekten gün bunlar.
Kadınların altın günü gibi yani.

Şöyle açıklayayım annemin iki tane sohbet günü var. 
Dedik ki almışken ikisini de alalım, aradan çıksın.

Hem bahar temizliğimize de denk gelmiş oldu, çok iyi oldu.
Şu an ikisini de atlatmış olmanın yorgunluğu ve mutluluğu var.
Kandil ertesi ve üç aylarda olması daha da iyi oldu.
Evimiz bereketlenir inşallah.

Ara not; Karnı aç olanlar fazla aşağıya inmesin. :D

Tabi temizliğin ardından -defalarca- pasta, börek yapma işi de bana kaldı.
Annem "Böreği ben yaparım." diyorken bir de bakıverdim, o oturuyor ben yapıyorum.
İki gün arasında bir gün vardı sadece.
Pastalardan kalır diye düşünmüştük, hey maşallahh tabakları tertemiz bıraktılar.
:)
Bu sebeple iki günde on bir on iki çeşit pasta yapmış oldum.
Şöyle bir göz gezdirelim mi;


Karagöz Kurabiye


Pamuk Poaça


Peynirli Sigara Böreği

Patates Salatası


Üzeri ceviz ve meyveli Tavuk Göğsü 


Limonlu Kurabiye


Un Kurabiyesi



Sadece bugünkü tabaklar.


Okunan Kur'an ve salavatlar inşallah yerlerine ulaşır.
Niyet ettiğimiz her şey gönlümüze göre olur inşallah.


Bunun dışında size "gün notları"mı ifade etmek istiyorum.
Gözüme çarpan birkaç husus özellikle sevmediğim şeyler.
Gözlemlerim, yaşadıklarım ve duyduklarımın toplamı olarak düşünebilirsiniz.
Güne katılacak hanımlara benden uyarılar;

1. Gün ortamında yani genel olarak bir toplulukta herkes kişiliğini o kadar iyi gösteriyor ki... Samimi olup olmadığınız, doğallığınız, gerçekliğiniz, yapmacıklığınız vs. Ne yaparsanız yapın saklayamazsınız. Benim ilk uyarım, yüksek sesle konuşmayın. Bu bazılarında huy olmuş durumda bunu anlayabiliyorum. Ama bunun haricinde sanki kendini ispatlama ya da dikkat çekme amacı seziliyor. 

2. Tabağınızı bitiremediğiniz takdirde peçeteye sarıp güzelce çantanıza koyuverme zahmetinde bulunmayın. Benim nacizane fikrim, yemiyorsanız dursun. Ne o öyle? Yok illa da istiyorsanız ev sahibesi hanıma giderken söylersiniz. Sanırsınız, kıtlıktan falan çıkmış ya da hiç ömr-ü hayatında pasta börek yenmemiş.
Ki, tabaklarımız tertemizdi, beğenerek yediler, yiyemeyenlerin bir kısmı da bu yönteme başvurdu. Hiç hoş değil.

3. Terlik alışkanlığı vardır ya hani, herkes getirir çantasında. Efendi insanlar gibi çıkarır, giyer. Sakın bir karış topuklu ayakkabılarla ortama teşrif etmeyin. Hele ki, böyle okumalı, dersli, Kur'anlı bir güne katılıyorsanız. Gözler üzerinizde olacaktır, unutmayın. Şaşırmayın. Terlik tabi, ayakkabı neyse, ama o topuklular...

4. Günlerin olmazsa olmazı satışlar. Avon'lar, Oriflame'ler, Amwa'ler, Tupperware'ler, el örgüsü şallar vs... Bir olur iki olur ama sonrası sıkar. Bir de satan bayan zorluyorsa, çenesiyle almanız için kırk takla atıyorsa vay halinize. Yok, annem gibi ısrarlara dayanamayan, "Hayır." demeyi bilmeyen birileri iseniz, evin yolunu bulamazsınız zaten. Bugün annem alıyordu neredeyse, ben parasını çok dedim aldırmadım. Kadın gücendi mi bilmem ama gerçekten de çoktu. Hiçbir bilgin, araştırman olmadan hemen atlamak da zaten mantık dışı.

Yine hele diyorum, okumalı bir günde bu hiç yakışık almıyor. Altın günü, arkadaş toplantısı falan neyse de.

5. Hastalık muhabbetleri de, sohbetten arta kalan kısımda yer eden baş mevzular. Hepimiz birer doktoruz artık.

6. Çay bardağını avucunun içinde devlet sırrı gibi saklayanları da başarılarından dolayı takdir ediyorum. :) 
Amaçları ısınmak mı ki acaba? Şaka tabi bu. Ama takip etmek zor oluyor. Kapalı olan da merak uyandırdığı için, gözünüzü o bardaktan alamıyorsunuz hizmet eden olarak.

Benden bu kadar.
Eminim birçoğunu yaşamışsınızdır. 
Kınama maksatlı yazmadım, sadece gözüme çarpan ve de hoşuma gitmeyen durumlar bunlar.
Olur ya, mezuniyete, baloya, düğüne giderken dikkat edilecek hususlar.
Bunlar da benden mini mini uyarılar olsun, gün bayanlarına.

Yorumlarınızı bekliyorum...
Geçmiş kandiliniz mübarek olsun.
Üç aylara da girmiş bulunduk, bol dualarınızı bekliyorum.
Malum yaklaşık bir buçuk ay kaldı.

Dua ile...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...