Merhaba!

Herkese kucak dolusu sevgiler!
Ben geldim.
Uzuuuuuun bir aradan sonra, değişikliklerle döndüm aranıza. 
Hayatım değişti diyebilirim.
Şöyle ki; KPSS'den sonra oldu her şey. 
Önce nişanlandım.
Sonra KPSS'den 91 puan alıp Kayseri'ye atandım. İlçesi ve beldesi tabi. Ama Kayseri'de kalıyorum, gidiş geliş yapıyor tüm öğretmenler. 
Öğrencilerime kavuşmayı beklerken nihayetinde oldu ve göz açıp kapayıncaya kadar bir dönem geçti bile. İlk başladığım zamanı düşünüyorum da, komik geliyor. Öğrencilerimden çok iyi olanlar da var, vasat olanlar da. Ama çok uyanıklar. Hepsi Tam Kayseri bebesi. Kesinlikle onlara "para" demeyin, "Bağa ne, ben vermem!" der çıkarlar. :D
Terbiye, ahlak yönünden çok sorunlu öğrenciler var. Küfür eksik olmuyor bazılarının ağızlarından. İntihar edenler, hiç konuşmayanlar var. Bu bahsettiğim 5,6,7 ve 8. sınıf. Düşünün ilerideki hallerini. Çok üzülüyorum ben bazen gördüklerime, yaşadıklarıma. Ama deneyimliler artık alışmış, takmamızı, kendimizi yıprattığımızı söylüyor. 
İşte böyle. Ani bir girişle başladım bu senenin ilk yazısına da.

Çok hızlı gelişti her şey. Nişan, atama, ev bulma, taşınma derken kendimi burada buldum. 
Nereden nereye yaa.
Yepyeni insanlar tanıdım, hala tanıyorum. Okuldaki öğretmen arkadaşlarımın hemen hemen hepsi genç. Hatta ikisi benim gibi stajyer. 
Çok şükür. 

Şimdilik bunları dökeyim yazıya.

Ama altını çizerek yazmak istediğim asıl konu şu;
Okulumuz bina olarak yeni, çok güzel. Ama kütüphanesi çok zayıf durumda. Kitapların çoğu ansiklopedi. Yıllanmış ve çocukların okuyabileceği hikaye, roman türü çok az.
Esnaftan ve gönüllülerden kitap toplamayı çok düşündüm ama haftanın 7 günü okuldayım. Hafta sonu da seminerlerim var. (En sinir olduğum kısım burası zaten.) 
Aklıma burası geldi. Burada kitap okumayı seven, bu konuyla çok güzel etkinlikler yapan blogdaşlarım var. Eğer gönüllü olurlar da, çorbada tuzumuz olsun derlerse, çok mutlu olurum. Ben elimden geldiğince kitap almaya çalışıyorum ama kısıtlı oluyor. Her türlü bağışı kabulüm. İlla ki sıfır kitap olacak diye bir şey yok. Onların seviyelerine uygun, kıyıda köşede kalmış, artık el değmeyen kitaplar makbule geçer. Daha ne diyeyim. 

Bekliyorum...




ve 
Özlemişim 
yazmayı...