1 Haziran 2013 Cumartesi

Mayıs Kitaplarım



Sıra mayıs okumalarımda.
Bu ay Nisan ayı gibi çok okuyamadım ama kitaplarım kalındı ve Anneler Günü kutlamaları sebebiyle çok yoğunlaşamadım kitaplara. Ve bir de yeni diziye başladım: Vampir Günlükleri. Ne zamandır başlamak istiyordum ama elim varmıyordu. Sonunda başladım. İlk dört-beş bölüm sarmadı ama sonra heyecanlanmaya başladı. Şu an 1. Sezon bitmek üzere. Ama bazen vicdanım da el vermiyor, kitap okumama engel oluyor diye. Ama maalesef geçen ay bir rahatsızlık geçirdim. Gözümde alerji çıktı. Lens kullanıyordum. Mikrop kapmış ve alerji olmuş. Gözüm kanlanmıştı, sulanmıştı, nezle gibiydi. Birkaç gün zoraki evde durdum, seminere gidemedim müdürü anca ikna ederek. Doktor da bir üç-dört hafta kullanma dedi. Gözlük verdi. Yeniden gözlüğe dönmek çok zoruma gitti. Okulda arkadaşlar, öğrenciler falan gözlüklü halimi daha çok beğendiler ama ben istemiyorum yaa. Hele düğüne kadar iyileşmezse diye tedirginim. Düğünde falan gözlüklü olmak istemiyorum. Tabi buna bir ay oldu. Gözlükle idare ettim. Bu hafta da düşündüm ki, solüsyondan olabilir. Ki o zaman solüsyonu değiştirmiştim. O da taa geçen seneden kalmaydı ve uyduruk bir markaydı. Dün aldım bir tane, asıl kullandığım markadan. Tekrar deneyeceğim. Çünkü lensle hiçbir sıkıntım yoktu. Birden oldu. İnşaallah iyileşir. Dualarınızı bekliyorum.

Hey, nereden nereye gelmişim.
Bu arada okulda orta yaşlı bir bayan hocamız var. Otobüste falan onun yanına oturuyorum genelde. O iki güne bir elimde farklı kitap gördükçe kıskanıyor. "Hocam, ne kadar çok okuyorsunuz böyle? Ben okuyamıyorum. Ayrıca kitapları orijinal mi satın alıyorsunuz?" diyor. :D  Benden yaşça büyük ve deneyimli bir öğretmenden bunları duymak harika. Hele çoğu arkadaşla konuşmayan bir hoca ise. 

Tabi babam da çok kızdı bu rahatsızlıktan sonra. "Bırak artık okumayı!" dese de yine okuyorum, ona pek görünmeden. :)






Neyse efendim, gelelim mayıs kitaplarıma.

- Şahika ve Feraye / Sinan AKYÜZ
- Tatlı Bela / Jamie McGuire
- Leyla'nın Evi / Zülfü Livaneli
- İki Yeşil Susamuru / Buket UZUNER
- Son Oyun / Ahmet ALTAN



Şahika ve Feraye: Çok akıcı kitap. Basit kitap. Ama özenilmemiş. Bir çırpıda yazılmış gibi. Canan Tan'ın Piraye'sine benziyor bazı kısımlar. Ama yazar istese, daha güzel yazabilirdi. Tarihi araştırmaları kurguyla yedirebilirdi. Ama ikisi ayrı çizgilerde gibi, iç içe girememiş bence. Olaylar hızlı gelişiyor bazen. Aralarda boşluklar var. Daha iyi olabilirdi yaa. Aceleye gelmiş gibi. 

Daha önce Canan Tan'ın Hasret'i ile karşılaştırmıştım. Aynı zamanlarda çıktı iki kitap da. Benzer yönleri var ama bunu nitelik açısından daha zayıf buldum ben.







Tatlı Bela: Bu ayın yabancı kitabı da Tatlı Bela oldu. Yine ismini internet ortamında çok duyduğum bir kitaptı. Başından sonuna kadar çok şaşırtıcı gelişmeler olmuyor ama kitap kendini okutuyor. Sanki Alacakaranlık tarzı gibi ama tabi vampirler yok. Gençlik kitabı işte. Okunabilir. Ki özellikle bu tarz kitapları çok yoğun olduğum zamanlar için tercih ediyorum. Çerezlik babında. Fazla yormasın, kafamı sakinleştirsin, eğlendirsin, keyif versin gibisinden.

Nitekim de öyle oldu. 






Leyla'nın Evi: Bu ay da Livaneli ile şenlendirmişim kendimi. Yine beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Gelenekler ve geçmiş ile ilgili olan bu kitap, benim için Livaneli'nin ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha kanıtladı. 

Aldığı ödülleri fazlasıyla hak etmiş.

Dili, üslubu, kurgusu her şeyiyle harika!

"Kardeşimin Hikayesi" adlı kitabı yeni çıktı. Diğer ay da inşallah onu okumayı düşünüyorum.








 İki Yeşil Susamuru: Yine yıllardır okumayı istediğim bir kitabı bu ay okuyabildim ancak. Yine doğru zamanlamayla. Buket Uzuner bu kitabı ile çıktığı zaman için bence bir adım önde olduğunu belli etmiş. Aile ve eşler arasındaki ilişkilerde yaşanan zorluklar, sıkıntılar çok güzel betimlenmiş. Tespitler harika. Yıkımlar ve başlangıçlar için başarılı bir eser. 
Okumanızı tavsiye ediyorum.
Bende etkisi hala sürüyor.





Son Oyun: Şu an hala elimde olan kitap. Devam ediyorum okumaya. Beğendiğim yerleri var ama yazarın Tanrı ile konuşmalarını hiç beğenmedim. Çok kışkırtıcı. Sorduğu sorular, bir arkadaşla yapılan muhabbetten alınma sorular gibi. Onun inandığı Tanrı ile benim inandığım Allah aynı ise eğer, bana çok ters. 

Bunun dışında cinsellik ön planda. Kurgu basit ama hala bitmediği için şimdilik bu kadar yeterli.

Bakalım artık...






 Darısı size ve haziran ayına olsun.
Bol okumalı ve kitaplı günler diliyorum.
Bu güzel yaz günlerinin kitaplarla şenlensin...






1 yorum:

  1. Geçen yaz Sinan Akyüz'ün incir kuşlarına başlamıştım basit bulunca bıraktım, nasipse bu yaz bitiririm. Buket Uzuner'in tek kitabını okudum, bu yaz okumak için aklımda bir kaç kitabı var. Ahmet Altan okurken hem beğenip hem sinir oldugum yazıları oluyor. Sizden ilham alarak Livaneli okusam mı ne :)
    Keyifli okumalar.

    YanıtlaSil

Her fikir değerlidir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...