"2011 ABD Yapımı, Martin Scorsese'in yönettiği Hugo Cabret 84. Oscar Ödül Törenlerinde 11 dalda Oscar'a aday gösterildi.
İşte Hugo'nun kazandığı bazı Oscar ödülleri:
En İyi Görüntü Yönetmeni: Robert Richardson / Hugo
En İyi Ses Kurgusu: Philip Stockton ve Eugene Gearty / Hugo
En İyi Görsel Efekt: Hugo
En İyi Sanat Yönetmeni: Dante Ferretti, Francesca Lo Schiavo / Hugo"
Bildiğiniz üzere Oscar ödüllerini de dağıttık. Ve Hugo'ya ait bu bilgileri okuyup da merak etmemek mümkün değil. Hemen izlemek istedim. Önce kısa bir bilgi;
Yapım: 2011 - ABD
Tür: 3 Boyutlu, Aile, Fantastik, Gizem,
Süre: 83 dakika
Yönetmen: Martin Scorsese,
Oyuncular: Jude Law, Ben Kingsley, Christopher Lee, Chloe Moretz, Sacha Baron Cohen, Asa Butterfield, Michael Pitt, Mathieu Amalric, Richard Griffiths, Ray Winstone, Helen McCrory, Frances de la Tour, Angus Barnett, Michael Stuhlbarg, Gulliver Mcgrath, Shaun Aylward, Mark Shrimpton, Lucy Scarfe, Max Wrottesley, Graham Curry, James Butler, Joshua Dunlop, Emil Lager, Hugo Malpeyre, Gino Picciano, Adam Manuel, Denis Khoroshko, James Thomas Scott, Nathaniel Antonio Lloyd, Catherine Balavage, David Smith, Edmund Kingsley, Eric Moreau, Robert Gill, Ben Addis,
Müzisyen : Howard Shore,
Görüntü Y.: Robert Richardson,
Senaryo: John Logan, Brian Selznick,
Senaryo (Kitap): Brian Selznick,
Yapımcı: Johnny Depp, Martin Scorsese, Bruce Berman, Barbara De Fina, Graham King, Charles Newirth, Georgia Kacandes, Tim Headington, Emma Tillinger, Christi Dembrowski,
Zindan Adası ve Köstebek filmlerinin yönetmeni Martin Scorsese'nin elinden çıkmış bir film Hugo.
Yani her filmiyle Oscar'a ve akademik ödüllere yakın bir isim.
Filmimiz, genel itibarıyla tren istasyonunda geçiyor. Tamamen Paris havası hakim, insanlarıyla hele.
Ki, trenle yaşanan dakikalar, hatta görülen rüyalar görüntü açısından çok etkileyici geldi bana. Hani "Bu kadar güzel değildir, canım." dedim kendime. Bu yüzden 3D izlemek isterdim filmi. İstasyonda geçen başka hayatlar yok mu peki? Elbette, var. Bekçinin, çiçekçinin, oyuncakçının, kafe sahibi bayanın...
Paris tren istasyonunda babası ile saatleri tamir ederek yaşayan küçük kahramanımız Hugo ile geçiyor dakikalar. Çok fazla aksiyon hakim değil. Ağır ağır ilerliyor film. Lakin Hugo'nun amacı uğruna sabredişi gibi sabretmek düşüyor bize de. Küçücük yüreğinin ve yüzünün güzelliğiyle hem kendine hem oyunculuğuna hayran bıraktırıyor Asa Butterfield. Jude Law da kısacık görünüyor, ardında hüzün bırakarak. Hugo hedefine ilerlerken ona yeni arkadaşı eşlik ediyor ve sinema tarihine dair bilgiler, anlatımlar yavaş yavaş başlıyor. Sıfır sinema tarihi bilgisi olan ben için, anlamlıydı. Çok garip geldi inanın o sahneler ama insanlık birden bu hale gelmedi elbet.
Oyunculuk, mekân, müzik ve konu bence çok iyiydi.
Çok ilgisiz sayılabilecek iki temel konu birleştiriliyordu.
Ki bir de çocuk gözünden olaylara bakabilmek...
Benim/bizim çaba sarf etmeyi bırakacağımız durumda belki.
Söylemeden geçmeyeyim, film asla çocuk film değil. Yani sadece çocuklar için değil.
Fragmanı izleyenler öyle düşünebilir, es geçmeyin sevgili büyükler!
İçeriğinin dolu dolu olması sayesinde aile ile de izlenebilecek bir film.
Gönül rahatlığıyla...
Hatta çocuklarınızı mutlaka götürün derim.
İzletin.
E haliyle siz de izleyin.
:)
Filmden görüntüler
(beyazperde.com'dan)
ve replikler;
"Burada olmamım bir sebebi olmalı. Bu da demek oluyor ki, senin de burada olmanın bir sebebi var."
"Her şeyin bir gayesi vardır. Saatler zamanı gösterir, trenler insanları bir yerlere götürür. Hepsi kendi üstüne düşen görevi yapar."
"Rüyalarının nereden geldiğini merak ediyorsan, etrafına bir bak bakalım."
Ben beğendim,
ne deyim?..
:)
birazdan koşu bandına çıkacam;izleyebilirim sanırım:)
YanıtlaSilaz önce bitirdim filmi,postu görünce de ne bu tevefuk yahu dedim:)
YanıtlaSiltavsiye ederim ben de izlemeyenlere boşuna almamış ödülleri.
Nar-ı Can, :) Tavsiye ederim.
YanıtlaSiltemerrüt, gerçekten de tevafuk olmuş.
YanıtlaSilSen de beğenmişsin ne güzel. Hak etmiş gerçekten...
Geçen hafta izledim fakat göklere çıkarttıkları kadar beğenmedim. Çocuk oyuncunun performansı harikaydı, müziklerde öyle ama hep bir şeyler yarımdı.
YanıtlaSilİyi geceler. :)
gülşah'cım, neler sana eksik hissettirdi bilmiyorum ama ben yine her zamanki gibi önyargılı izlediğim için, haliyle beklediğimden iyiydi. Oscarlık, kesin sıkıcıdır, uyuz uyuz ilerliyordur, demiştim. :)
YanıtlaSilMerak ettim.
YanıtlaSilSanem, izleyebilirsin. Tavsiye ediyorum. ;)
YanıtlaSilsarkıyı güzel yapan beste kadar sözleridir.Bence filmleri güzel yapan da görsellik kadar filmde gecen diyaloglardır.Filmi evde izlemenin en gzel yanı not defterinin yanına alabilmek.Kitapların altı çizili cümleleri gibi filmlerden cümle yazmayı çok severim:)
YanıtlaSilfilm izlenecekler listesine eklenmiştir:)
öptüm seni..paylaşım için tşkler canım
bluestyle, izle ve altını çizdiğin cümleleri :) yaz canım. okumak isterim ben de.
YanıtlaSilben de öpüyorum canım, rica ederim. Hep gel. ;)