Şeker Blog Ödülü

Günün ikinci yazısı.

Ve de ikinci ödülüm...

Gelsin ödüller.

Gerçi ödül taa 23 Nisan'da gelmiş bana ama ancak yazabiliyorum. Sevgili çalıkuşu'na öncelikle teşekkür ediyorum, ardından geç kaldığım için özür diliyorum. Eminim çoğu arkadaşım buna dair post yazmıştır, ben yine sondan, bayağı bayağı sondan yani... Eser kalmamış bile olabilir bu ödüle dair. :) Neyse.


Daha önce de sanırım biricit'ten bir ödül gelmişti ama yazamadım. Üff. :((


Mim ve ödül bahanesiyle yazıyorum yaa yazı. Baktım almış başını gidiyor, en iyisi geçeyim başına. Aralara zaten serpiştiriyorum dert etmeyin. 


Bu arada, giremediğim süre içerisinde bana yorum yazan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Geç de olsa dönebildim. Okuyabilirler...


Başlıyorum;

1. Mesleğin seni memnun ediyor mu?


Daha olmadı ama etsin bir zahmet. Bu yolda neler harcadım, neler kaybettim. Lakin düşündüğümde de kendimi başka mesleklerde düşünemiyorum. Geneli öğretmenlik ya da psikolojik danışmanlık üzerine. 


İnşallah memnun eder ki, döktüğüm terlerin bir kıymeti olur. 

2. Yalnız mı yoksa ilişkide mi yaşamayı tercih ediyorsun? 


İlişkide yaşamayı tercih ederim, şimdiye kadar yalnız olarak geçirsem de. Çünkü, hayatı birisiyle paylaştığında daha keyifli olacağına inanıyorum. Paylaştıkça mutluluğun artacağını, üzüntülerin azalacağını düşünüyorum. Ya da öyle istiyorum. Düşünsenize bir ömrü birisi ile geçiriyorsunuz. Her şeye şahit. Siz da başkasınınkine. Bence tüyler ürpertici derecede güzel ve ilginç bir durum. Ama yalnızlığı tercih ettiğim zamanlar çoktur. İnanıyorum ki, ilişkiniz olsa bile bu mümkün. Bazı anlarda mutlaka yalnız kalmam gerekir. Yoksa kötü oluyorum. Kalabalığı bu yüzden sevmiyorum. Ama sevdiğim bir insanla paylaşabilirim.


Zaten ilişkide olmak, benim için sürekli değişen insanlar ile mümkün olmayacaktır.

3. Tatsız durumlardan kaçmak için yalan söyler misin? Dürüst ol.


Adı üzerinde tatsız durumlardan kaçmak içinse evet. Özellikle birilerini üzmemek için olur bu çabam. Ya da kafam dolu ise, kaldıramayacağım bir durumda isem, uzatmamak, es geçmek için. "He." deyip geçerim genelde. Bendeki izleri silinmese de.

4. Yabancı bir dil konuşuyor musun? 


İngilizceyi anlarım, biraz da konuşurum ama çevremde öyle konuşacak kimse yok. 

5. Rüyandaki evde oturuyor musun? Taşınmak ya da yurtdışına gitmek istiyor musun?

Yurt dışına gitmek gibi bir düşüncem olmadı hiç. Taşınmak da alıştığım, yeni bir düzene tekrar uyum sağlama sürecinden geçmek istemediğim için şimdilik yok. Ama atanırsam mecburen olacak. Başka bir şehre büyük ihtimalle. 

Hayalimdeki ev geniş. Geniş ama az eşyalı. Ohh.

6. Mobilya değiştirmeyi sever misin?

Açıkçası öyle zırt pırt mobilya değiştirenlere kızıyorum. Gerek yok çünkü. Daha işlevsel hale getirebilmek adına birkaç küçük değişikliği tercih ederim. Mesela kumaşını değiştirmek gibi...

7. Çevre ve hayvanları korumada bir katkın var mı?

Resmi olarak yok, kendi çabamla sadece. İnşallah ileride daha geniş organizasyonlara katılmak istiyorum

8.Televizyon ya da filmleri sever misin?

Televizyon sevmem, filmleri severim. Sinemada ya da bilgisayarımda. Televizyon dünyasının artık bir tuzak haline geldiğine inanmaya başladım. 

9. Bırakmak istediğin kötü huyların var mı?

Saçımla oynamak. Daha önce de bahsetmiştim. Ama huy değil artık hastalık bence. 

10. Loto veya benzeri şans oyunu oynar mısın?

Oynamadım, düşünmüyorum da. O da hastalık oluyor zamanla. Gerek dursun.  :)

Ödülün son kullanma tarihi geçmiş olabilir, bu sebeple kimseyi mimlemiyorum. En son bende kalsın lütfen...